Film analysis and advice #27 "The Platform" (EN-TR) Film analiz ve öneri #27 "The Platform"

I would recommend a different and suggestive movie today. The Platform ... A movie that gives us messages like "The Hurt Locker" I analyzed a few days ago. Need to think! It was a movie that everyone interpreted and spoke differently. Some spoke of oppressive power, some of capitalism. Class differences, social stratum, surveillance society, police state are among the topics discussed about this film. Sometimes people just expect a summary of the movie from you. Because they are generally experienced in messages because they watch such films. Some people start to investigate when they watch the movie and think that they do not understand the messages. In this article you will find both.

Bugün farklı ve düşündüren bir film önereyim en iyisi. The Platform... Birkaç gün önce analizini yaptığım "The Hurt Locker" filmi gibi bize mesaj veren bir film. Düşünmek gerek! Herkesin farklı farklı yorumladığı ve konuştuğu bir film olmuş. Bazıları baskıcı iktidarı bazıları kapitalizmi konuştu. Sınıf farkları, sosyal tabaka, gözetim toplumu, polis devleti gibi konular da bu film hakkında konuşulanlar arasında. Bazen insanlar sizden sadece filmin özetini bekler. Çünkü genelde öyle filmleri izledikleri için mesajlar konusunda deneyimlilerdir. Bazı insanlar ise filmi izleyip verilen mesajları anlamadığını düşününce araştırmaya başlarlar. Bu yazıda ikisini de bulacaksınız.

There is a vertical prison in the movie. There are 333 floors in this prison. And 2 people on each floor. The platform, which is the name of the movie, is a table full of food that starts from the top floor of this vertical prison and goes down to the bottom floor. The platform starts from the top floor, ie 0 and goes down to 333 floors. Of course, only plates and glasses remain until you get there. At the beginning of the movie, you will see a man in a suit and several cooks. The gentleman in a suit was the gentleman who supervised the food. Isn't it strange to make such fine meals for a prison, to the smallest detail? Is this a prison movie? So the subject is like Vis a vis. No, it's not actually a prison movie. It cannot be a 333-story prison anyway. And in prisons that I know of, this is not the case for food.

Filmde dikey bir hapishane var. bu hapishanede 333 kat var. Ve her katta 2 kişi. Filmin adı olan platform, bu dikey hapishanenin en üst katından başlayıp en alt katına kadar inen ve yemeklerle dolu bir sofradır. Platform en üst kattan yani 0' dan başlar ve 333. kata kadar iner. Tabi oraya gelene kadar sadece tabaklar ve bardaklar falan kalır. Filmin başında takım elbiseli bir adam ve birkaç aşçı göreceksiniz. Takım elbiseli beyefendi yemekleri denetleyen beyefendi. Bir hapishane için bu kadar güzel yemekler yapmak en küçük ayrıntısına kadar uğraşmak sizce de garip değil mi? Bu bir hapishane filmi mi? Yani konusu Vis a vis gibi olan. Hayır aslında bu bir hapishane filmi değil. Zaten 333 katlı bir hapishane olamaz. Ve benim bildiğim hapishanelerde yemekler için böyle uğraşılmaz.

People who come to prison first go through an interrogation and ask a few questions, including their favorite food. The movie's leading role is Goreng. The attendant asks Goreng about his favorite food. Goreng's favorite food is snails in sauce. I think it's French. Actually, I don't know if the French are eating snails. As a result of a brief investigation, I learned that the Cypriots and the French ate. Even Turkey's land snails produced more than thousand tons per year was being exported to European countries. Garavulli in Cyprus is called Escargot in France. I do not know exactly this, but I think the dishes on the platform are prisoners' favorite dishes. So on a large platform, there is enough food for all prisoners in prison to eat. But since the people on the top floor of the prison are pillaging the food on the platform, there is nothing to eat as the platform goes down. As you go down the platform, people become hungry and wild. For example, there are those who eat each other. He cuts and eats a limb of his body.

Hapishaneye gelen kişiler önce bir sorgulamadan geçer ve en sevdikleri yemek de dahil birkaç soru sorulur. Filmin başrolü Goreng. Görevli Goreng' e en sevdiği yemeği sorar. Goreng' in en sevdiği yemek sosta salyangoz. Sanırım Fransız. Doğrusu Fransızlar salyangoz yiyor mu bilmiyorum. Kısa bir araştırma sonucunda Kıbrıslıların ve Fransızların yediğini öğrendim. Hatta Türkiye' de yılda bin tondan fazla kara salyangoz üretilip Avrupa ülkelerine ihraç ediliyormuş. Kıbrıs' da Garavulli Fransa' da Escargot denir. Bunu tam olarak bilmiyorum ama sanırım platformdaki yemekler mahkumların en sevdiği yemeklerden oluşuyor. Yani büyük bir platformda hapishanedeki tüm mahkumların yiyip doyacağı kadar yemek var. Ama hapishanenin en üst katındakiler platformdaki yemekleri talan ettiği için platform aşağılara doğru indikçe yiyecek bir şey kalmıyor. Platformun aşağısına doğru indikçe insanlar aç ve vahşi oluyor. Birbirilerini yiyenler var mesela. Vücudunun bir uzvunu kesip yiyor.

People on the top floor of the prison are plundering food. Food comes every day. however, they still eat as if they were never saturated. We can easily compare this to the fact that money on Earth and everything that is valuable is in the hands of several people. So what do billions of dollars mean? What does it mean to eat as if it will never get enough every time? Unfortunately, those who set up this prison system could not think of it. Or they know, but they have no power to change it. They strive for food and are prepared very carefully. This stuff is like those who are setting up the current economic order. So I'm talking about it 100 or 200 years ago. The free market is a great thing, of course. But if competition ends, unfair earnings increase and money goes into the wrong hands.

Hapishanenin en üst katındakiler yemekleri talan ediyor. Her gün yemek geliyor. ama buna rağmen yine de sanki hiç doymuyormuş gibi yiyorlar. Bu durumu kolaylıkla Dünya' daki paranın ve değerli olan her şeyin birkaç tane insanın elinde olması durumuna benzetebiliriz. Yani milyar dolarlar neyi ifade ediyor? Her seferinde hiç doymayacakmış gibi yemek neyi ifade ediyor? Bu hapishane sistemi kuranlar maalesef bunu düşünememişler. Ya da biliyorlar ama bunu değiştirebilecek güçleri yok. Yemekler için uğraşıyorlar ve çok özenli bir şekilde hazırlanıyor. Bu tıkpı şuan ki ekonomik düzeni kuranlar gibi. Yani bundan yaklaşık 100 ya da 200 yıl öncesinden bahsediyorum. Serbest piyasa çok güzel bir şey tabii ki de. Ama rekabet biterse haksız kazanç artar ve para yanlış ellere geçer.

We can compare the prison system to the caste system in ancient India. While the top ones get the best, the things like poverty increase as they go down. The bottom ones are very bad. In fact, a similar situation of this system still exists. The movie wants to show us this. Such things are not only in prisons. There is also in real life. The prison in the movie is a little different and strange anyway.

Hapishanenin sistemini, eski Hindistan' daki kast sistemine benzetebiliriz. En üsttekiler en iyisini alırken aşağı doğru indikçe fakirlik gibi durumlar artar. En alttakiler çok kötü. Aslında bu sistemin benzer bir durumu şuan hala var. Film bize bunu göstermek istiyor. Böyle şeyler sadece hapishanelerde yok. Gerçek hayatta da var. Zaten filmdeki hapishane biraz farklı ve garip.

The most different aspect of the film is that prisoners are replaced with gas every month. Starring Goren is at first on one of the upper floors of the prison, so he is comfortable with food and floor mates. After a month, they are put to sleep with gas and sent to one of the lower floors with the same floor friend. When Goreng realizes that his floor mate is on the lowest floors, he immediately connects Goreng to the bed. Things changed when these two downstairs, who got along very well on the upper floors, thought. Goreng's floor mate can't eat anything for a week. After a week, he wants to cut a piece of Goreng's body with a knife in his hand and eat. We can think of it as our real life friends. Sometimes people are with you for money or location. But when things change, their thoughts change. And it can even hurt you. That's why you have to choose your friends well. This is also true for societies. One day, when the economy deteriorates, people start attacking each other. There are many movies and series that cover this subject. One of the biggest examples of this is The Walking Dead series. Humans now drop the zombies and start fighting each other. Those who are disguised as zombies or something ...

Filmin en farklı tarafı, Mahkumların her ay gazla uyutularak yerlerinin değiştirilmesi. Başrol Goren ilk başta hapishanenin üst katlarından birinde olduğu için yemek ve kat arkadaşı konusunda rahat. Bir ay sonra gazla uyutulurlar ve aynı kat arkadaşıyla beraber en alt katlardan birine gönderilirler. Goreng' in kat arkadaşı en alt katlarda olduğunu anlayınca hemen Goreng' i yatağa bağlar. Üst katlardayken çok iyi anlaşan bu ikili alt katlara düşünce işler değişti. Goreng' in kat arkadaşı bir hafta boyunca bir şey yiyemez. Bir hafta geçtikten sonra elindeki bıçakla Goreng' in vücudundan bir parça kesip yemek ister. Bunu gerçek hayattaki arkadaşlarımız olarak düşünebiliriz. Bazen insanlar para ya da konum için seninle beraber olur. Ama işler değişince o kişinin düşünceleri de değişir. Ve sana zarar bile verebilir. O yüzden arkadaşlarını iyi seçmek gerekiyor. Bu toplumlar için de geçerli. Bir gün ekonomi kötüleşince insanlar birbirine saldırmaya başlar. Bu konuyu işleyen çok film ve dizi var. Bunun en büyük örneklerinden birisi The Walking Dead dizisi. İnsanlar artık zombileri bırakıp birbirileriyle savaşmaya başlar. Zombi kılığına girenler falan filan...