Clover of the Kepez Forest / Kepez Ormanın Yoncası (ENG-TR )

ENG

Hello My Friends,

Even though I promised myself that I would spend the last day of the week resting all day at home, I went out again, deceived by the shining face of the sun. I headed towards the "Kepez City Forest", which is very easy to reach, to touch a tree and enjoy the view I saw. Being in this nature, which is almost entirely painted green, has always made me happy.

Kepez City Forest, which you can reach from Antalya center in about 20 minutes by public transportation or your own vehicle, will take you away from your daily routine. There are dense pine trees here and long and wide roads covered in red earth color. On these dirt roads, there are cones falling from pine trees, and leaves and herbs falling to the ground as they could not resist the strength of the wind. In this forest, where you can take a short run or a daily walk to relieve your energy, there is complete silence and tranquility...

I think that this area, called Green Bay, will be one of the most valuable lands in Antalya over time. The surroundings of the forest are protected by the majestic Bey Mountains. Bey mountains make friends with the clouds. It appeals to the eyes with its magnificent city view underfoot. It also has clean air as it is on a high hill, close to the clouds. In addition, its proximity to the city and its solid ground make this place more attractive.

This place is actually in a beautifully positioned spot. There are not many people who have discovered beauty yet. I hope it stays like this for a while, like a hidden corner of paradise. While wandering among the pine trees, I came across clover flowers declaring their independence in a small area. They were all lined up in the same height, with their lush green colors, and they were just standing there hiding in the air so that no one would see us. At that moment, I remembered the conversations I had with my late grandmother. While my late grandmother was walking in the forest with her friends in the village, they would collect clover flowers and take them home. They used the clover plant as animal feed. It is also good for rheumatism pain and regular functioning of the stomach. While my late grandmother and her village friends were going to collect these clovers, they were trying to find the four-leaf clover. Because every woman who finds a four-leaf clover will have her wishes granted. The woman who found the four-leaf clover in that village was my late grandmother.

While walking through the forest on narrow and wide roads that lead to main roads and mountain roads, I come across a few prefabricated houses visible around. Prefabricated houses, one of the most preferred living space options recently, offer us a healthier life in nature. These houses, which are built by placing parts prepared in a factory on an empty land in nature, are not only affordable but also friendly to our environment.

I must also say that in the Kepez urban forest, you have options that appeal to people of all ages, apart from walking. There are also viewing areas, viewing terraces, picnic areas and comfortable recreation areas. For children, playgrounds, bicycle and promenade paths are also alternatives you can find around the forest.

It gives me great pleasure to watch the long trunks of some pine trees in the forest, rising towards the clouds as if they extend into infinity. When I lift my head up from the trunks of those trees, I witness the miracles of nature. At the same time, large pieces of rocks broken off from the mountains take shelter in the ground. I also admire the fusion of mossy and green plants on the surfaces of these huge stones.

The sun, which deceived me this week, dragged me towards the dark urban forest to be freely alone with nature. I hope you enjoyed what I wrote. Goodbye, see you again.

TR

Selam Dostlarım,

Kendime, haftanın son gününü evimde tüm gün dinlenerek geçirmeye söz vermiş olmama rağmen, güneşin o parlayan yüzüne kanarak yine dışarı çıktım. Bir ağaca dokunmak ve gördüğüm manzaranın tadını çıkarmak için ulaşımı çok kolay olan "Kepez Kent Ormanına" doğru yol aldım. Neredeyse tamamı yeşile boyanmış olan bu doğanın içinde olmak, beni her zaman mutlu etmiştir.

Antalya merkezden, toplu taşıma araçları ve kendi aracınızla yaklaşık 20 dakikada ulaşabileceğiniz Kepez Kent Ormanı, sizi gündelik rutin hayatınızdan biraz uzaklaştıracaktır. Burada yoğun çam ağaçları ve uzun geniş kırmızı toprak renge bürünmüş yollar var. Bu toprak yolların üstünde, çam ağaçlarından dökülen kozalaklar ve rüzgarın şiddetine fazla direnç gösteremeyip yere dökülen, yapraklar ve bitki otları var. Üzerinizdeki enerjisini atabileceğiniz kısa bir koşu ve günlük sıradan yürüyüşünüzü yapabileceğiniz bu ormanda, tam bir sessizlik sakin...

Yeşil bayır olarak adlandırılan bu bölgenin, zamanla Antalya'nın en değerli arazilerinden biri olacağını düşünüyorum. Ormanın etrafı, görkemli Bey dağları ile korunuyor. Bey dağları, bulutlarla arkadaşlık kuruyor. Ayaklar altında alınmış, muhteşem şehir manzarasıyla, gözlere hitap ediyor. Yüksek bir tepede, bulutlara yakın olmasıyla temiz bir havaya da sahip. Ayrıca şehre yakınlığı ve sağlam bir zemine sahip olması da burayı daha cazip hale getiriyor.

Burası, aslında güzel konumlandırılmış bir noktadadır. Şimdilik güzelliği çok fazla keşfeden kişi yok. Umarım saklı bir cennet köşesi gibi, belirli bir süre böylece kalır. Çam ağaçlarının arasında dolanırken, küçük bir alana kendi bağımsızlıklarını ilan eden yonca çiçeklerine rastladım. Hepsi aynı boyda sıralanmış, yemyeşil renkleriyle, kimse bizi görmesin havasında saklanmış öylece duruyorlardı. O anda rahmetli babaannemle yaptığım konuşmalar aklıma gelmişti. Rahmetli babaannem, köyde, arkadaşlarıyla ormanda gezerken, yonca çiçeklerini toplayıp eve götürürlermiş. Yonca bitkisini, hayvan yemi olarak kullanırlarmış. Ayrıca romatizma ağrısına ve midenin düzenli çalışmasına da iyi gelirmiş. Rahmetli babaannem ve köy arkadaşları bu yoncaları toplamaya giderken, dört yapraklı yoncayı bulmaya çalışırlarmış. Çünkü, dört yapraklı yoncayı bulan her kadının dilekleri kabul olurmuş. O köyde dört yapraklı yoncayı bulan kadın da rahmetli babaannem olmuş.

Ormanın içinde ana cadde yollarına ve dağ yollarına açılan dar ve geniş yollarda yürürken, etrafta az da olsa görünen prefabrik evlere rastlıyorum. Son zamanlarda en çok tercih edilen, yaşam alanı seçeneklerinden biri olan prefabrik evler, doğanın içinde, bizlere daha sağlıklı bir yaşam sunuyor. Bir fabrika da hazırlanmış olan parçaların, doğanın içinde boş bir araziye yerleştirilerek yapılan bu evlerin maliyetleri uygun olduğu gibi, çevremizin de dostudur.

Kepez kent ormanının içinde, yapabilecekleriniz arasında yürüyüş dışında her yaştan insanlara hitap eden seçenekleriniz olduğunu da söylemeliyim. İzleme alanları, seyir terasları, piknik alanları ve konforlu mesire alanları da mevcuttur. Çocuklar için, oyun alanları, bisiklet ve gezinti yolları da, ormanın çevresinde bulabileceğiniz alternatiflerdir.

Ormanın içinde, bazı çam ağaçlarının upuzun gövdelerinin sonsuzluğa uzanırcasına, bulutlara doğru yükselmesini, izlemek bana oldukça keyif veriyor. O ağaçların gövdelerinden başımı yukarıya doğru kaldırdığımda, doğanın mucizelerine tanıklık ediyorum. Aynı zamanda dağlardan kopan büyük kaya parçaları toprağa sığınıyorlar. Bu koca taşların yüzeylerinde oluşan yosunlu ve yeşil bitkilerin birbiriyle kaynaşmasına da hayranlıkla bakıyorum.

Bu hafta beni kandıran güneş, doğayla özgürce baş başa kalmam için, beni kepez kent ormanına doğru sürükledi. Umarım yazdıklarımdan keyif almışsınızdır. Tekrar görüşmek üzere hoşça kalın.